24 Mart 2013 Pazar

Haftanın Önerileri#3:En Güzel Çizgifilmler

Öğretmen olmamla yakından uzaktan alakası yok: Animasyon filmlere bayılıyorum!!! Elbette burada tanıtacağım filmler hem eğlenceli hem de mesajı olan filmler. 

1.Toy Story (Oyuncak Hikayesi)

"Arkadaşlık" konusunda en güzel filmlerden. Pixar film stüdyosunun büyümesini ve bizi başka animasyonlarla tanıştırmasını sağlayan filmdir diyebilirim. 2. ve 3. sünün çekilmesine rağmen bu ilk filmin çocukların ve çocuk kalanların gönlündeki yeri ayrıdır. 
Konusu kısaca şöyle: Andy bütün zamanlarını değerli oyuncağı kovboy Woody ile geçirmektedir. Woody, Andy'nin gözdesi olmasının cazibesini diğer oyuncak arkadaşlarına (özellikle Rex ve Patates Kafa'ya) hava atarak kullanmaktadır. Ne zaman ki Andy'ye (kendini astronot sanan) Buzz Lightyear alınır, Woody'nin pabucu dama atılır. Artık Woody'nin tek derdi Buzz'dan kurtulmaktır, intikam çığlıklarıyla yaptığı her planı eline yüzüne bulaştırır, ancak karizmasıyla diğer oyuncakların da favorisi olan Buzz'dan ne yaparsa yapsın kurtulamaz. Taşınma zamanı kaybolunca Woody ve Buzz işbirliği yapmak zorunda kalır. 
Filmin müzikleri de sürekli dinlediğim parçalar arasındadır.

2.Wall-E (Vol-İ)


"Aşk" ve "Dünya&Geri Dönüşüm"ü en güzel işleyen film.
Konusu: İnsanlar dünyayı o kadar çok kirletirler ve dünyamız kocaman çöp yığınlarına dönüşür ki, Dünya'yı terkedip başka bir gezegende koloni kurmaya karar verir insanoğlu. Dünyada geride kalan tek varlık çöp yığınlarını istiflemekle programlanmış bir robottur. Dünyada hala hayat olabileceğini düşünen insanlar ajan bir robotu gezegenimizi araştırmakla görevlendirirler. Robotumuz Wall-e, işte ajan robot Eva'ya aşık olur. 
Çocukların aşkın en saf halini bu filmde izleyebileceklerine emin olabilirsiniz. Oldukça az konuşma olması da bana göre filmin artılarından biri.

3.Up (Yukarı Bak)


"Hayal kurma" ve "Hayalinin Peşinden Gitme" konusunun işlendiğini söyleyebileceğim bir film. Çocukluklarından beri "Cennet Şelaleleri"ne gitmeyi hayal eden, büyüyüp evlendiklerinde bile bu hayalinden vazgeçmeyip bunun için para biriktirmeye çalışan bir çiftin hikayesi ile başlıyor film. (Sosyal medyada "en güzel aşk hikayesi" adıyla filmin başını video olarak izlemişsinizdir büyük ihtimalle) Bu hayalini gerçekleştiremeden ölen Ellie'nin ardından Carl tam bir huysuz ihtiyara dönüşüyor. Evinin bizim tabirle kentsel dönüşüme kurban edilmesine "cesedimi çiğnemeden asla" tarzı bir yaklaşım sergileyen Carl, belediyenin yıkım ekiplerinden kaçış olmadığını anlayınca, evin çatısına çıkıyor. Tabi "çocuğumu keserim" demek için değil, bağladığı balonlarla hem evini yıkılmaktan kurtarmak, hem de sevgili Ellie'ciğinin hayallerini gerçekleştirmek adına Cennet Şelaleleri'ne gitmek için. Evin uçtuğu sırada kapıda olan küçük izcimiz de bu zorunlu yolculuğa dahil oluyor, sonrası da olaylar, olaylar. 

4.Finding Nemo (Kayıp Balık Nemo)


Bu filmin konusu da "Aile" ve "Cesaret". Eşini ve bütün yavrularını bir saldırıda kaybeden bir babanın tek yavrusunun üstüne titremesini ve onu uçsuz bucaksız okyanusun bütün kötülüklerinden korumaya çalışmasını konu eden bir hikayesi var. Babasının baskıcı tavırlarına isyan eden; ettikleri bir kavga sonucu başını alıp babasına meydan okumak için gördüğü tekneye kuyruk atan Nemo'nun dalgıç tarafından yakalanması ve babasının biricik oğlunu kurtarmak adına o en korktuğu okyanuslara dalması ile maceramız başlıyor. Bu macerada Nemo'nun babasına eşlik edenler unutkan balığımız Dori, köpek balıkları, kaplumbağalar, deniz anaları ve martılar (Yeap!)

5.Lion King (Aslan Kral)


"Aile bağları" ve "Olgunlaşma" üzerine bir film. Ormanların kralı Aslan varisi olan oğlunun doğumuna çok sevinmiştir. Oğlunu da kendi gibi kral olmak üzere yetiştirecektir. Bu konuda da ona yardım edecek dostları vardır. Ancak bu küçük aslan Simba'nın doğumuna hiç sevinmemiş birisi vardır, amcası. Krallığı ele geçirmek için her türlü kötülüğü yapabilecek bir yapısı vardır. Babası ölünce Simba zamanından daha erken büyümek ve sorumluluklarına sahip çıkmak zorunda kalır. İlgi görünce devam filmleri çekilen filmlerden.
Hepinize iyi seyirler.
Not: Kişisel favorim burada tanıtmadığım Ice Age-Buz Devri'dir.

Bilgi: Görseller beyazperde.com'dan alıntıdır. 

17 Mart 2013 Pazar

Haftanın Önerileri#2:Televizyonu Bırakın, Bunları Deneyin

Ailelerin en şikayet ettiği konulardan birisi; çocuklarını televizyon başından ayıramamak. Televizyonun hem sosyal, hem zihinsel yönden o kadar çok zararı var ki.. Hepsinden bahsederek konuyu dağıtmayayım şimdilik. En temeli ve benim açımdan en ürkütücü olanlarından biri çocuklarda "dikkat dağınıklığı" ya da "dikkat eksikliği"ne yol açabilmesi. Bununla ilgili olarak sosyal mecralarda paylaşılan bir resmi de buraya eklemek istiyorum. 


Günde 1 saatten az ve 3-4 saatten fazla tv izleyen çocukların resimleri
Sizce de son derece açık ve dramatik değil mi?

"Televizyonun başından kalk, odana gidip resim yap/ödevini yap/oyun oyna." gibi bir istekte bulunmak çocuğu bu televizyon bağımlılığından kurtarmak için bir çözüm yolu değil kesinlikle. Çocuklara "yetişkin bakış açımız"la baktığımızda kendi sorumluluklarını kendilerinin bilmelerini, uygulamalarını bekliyoruz ama burda da çözüm yolu başka konularda olduğu gibi 'sabır'la "model olmak"tan geçiyor. Peki bunun için ne yapacağız?

1.Çocuğu televizyon başından kaldırıp televizyonun başına kurulmak:
En güzel model olma yolu :) Siz böyle yaparak zaten çocuğa "televizyon eğlenceli bir şeydir, zamanımı televizyondaki dizilere ayırmaya tercih ediyorum, televizyonu izlenmeye ve zaman ayırmaya değer buluyorum." mesajını vermiş oluyorsunuz. 

2.Çocuğu televizyon başından kaldırıp odasına göndermek ve ödevini yapması için söylenmek/bağırmak:
Sanırım 1. maddeden daha etkin bir yol. Çünkü en azından ebeveyn olarak siz de televizyon başından kalkma zahmetini/büyüklüğünü gösterdiniz. Çocuğa müdahale etmek için dizinin reklam arasını değerlendirdiyseniz orasını bilemem tabi. Her gününüz bu şekilde bir inatlaşmaya dönüşüyorsa çocuk zamanla sizin uyarılarınıza duyarsızlaşacak, sizi duymaz başka bir deyişle takmaz hale gelecektir.
Anne ve baba (varsa diğer büyükler) salonda televizyon izlerken, odasında oyun oynamaya gönderilen çocuk cezalandırıldığını, yalnız bırakıldığını hissediyor olabilir. 

3.Çocuğu televizyon başından kaldırıp neler yapabileceği konusunda ona rehber olmak:
İşte bu yazının konusu! Çocuğunuz için televizyonun zararlı olduğunu düşünüyorsanız, siz de televizyondan uzaklaşacak ve onunla kaliteli (anlamlı) zaman geçirmek için çaba göstereceksiniz. Çocuğunuz yaş itibariyle tek başına oyun kuramıyorsa ya da kişilik özelliği olarak sosyal bir çocuksa, etrafındaki insanların onu doğru yönlendirmesine ihtiyacı vardır. Bu zamanı geçirebilmek için birkaç etkinlik önerisi:

*Ona kitap okuyun, o da size kitap okusun. Hatta özellikle o size kitap okusun.

Hep birlikte kitap okuyan bir aile.
İmkansız mı görünüyor?

Kitap okuma, sadece yatma saatine özgü bir davranış gibi algılansa da (sanırım bu da yabancı filmlerin etkisi) her zaman yapılabilecek bir etkinlik. Ve çocuğunuz okul öncesi çocuğu da olsa ona asla "sen küçüksün, okumayı bilmiyorsun ki." yaklaşımında bulunmayın. Resimlerine bakarak size kitabı anlatsın, size kitabı okuduğuna inansın. Bunun özgüveni ve 1. sınıfta edineceği okuma becerilerini ne kadar geliştirdiğine inanamazsınız. 


 Sınıfta bazen özel okuma saatleri yapıyorum. 
Çocuklar da bunu aralarında bir "kitap kulübü" kurarak 
ilerletmeye karar verdiler.
  (Tabi ben burada fotoğraf çekerek dikkat dağıtan öğretmen oluyorum.)

*Evinizde bulunan eski kitap, defter, dergi, gazete, market broşürü, yazılı ne varsa bunları bir araya getirin. Bunlar dışında ihtiyacınız olan malzemeler; makas,yapıştırıcı, masa ve (klişe de olsa) hayalgücü.
Birlikte harfleri kesin, çocuğunuzun ismini oluşturun. Sayıları kesin, karıştırın, o sıraya dizsin. Yiyecek resimlerini kesin, sebze mi meyve mi gruplandırsın. Çeşitli renklerde nesneler kesin, renklerine göre gruplandırsın. Çok girintili-çıkıntılı bir resmi kesemiyorsa (ve kesemediği için morali bozuluyorsa), resmin etrafına bir daire çizin ve o daireyi kessin. Kestiğiniz resimleri başka bir kağıda yapıştırarak bir kolaj çalışması oluşturun.

Ya da sevdiği bir hayvan seçin, eski bir deftere bu hayvanla ilgili bulabildiğiniz tüm resimleri ve bilgileri zamanla ekleyin. (yabancıların scrapbook olarak adlandırdıkları bir nevi albüm çalışması) 

*Birlikte jimnastik/spor yapın.
Havalar kötüyse giyin eşofmanlarınızı, alın yanınıza su şişelerinizi, açın en sevdiğiniz şarkıyı, evde halının üstünde spor yapın. Hareketsiz yaşam biçiminin sebep olduğu pek çok hastalık var, bunlardan korunabilmenin en ucuz ve kolay yolu spor yapmak. Biz sınıfta her gün yapmaya çalışıyoruz. (laf aramızda biz biraz fazla enerjimizi atmak için yapıyoruz da)
İsterseniz aşağıya eklediğim linkten spor yapma videolarını izleyebilirsiniz. Gerek 3-6 yaş, gerek ilkokul çağı, gerek yetişkin, gerek yaşlılar için kısa egzersiz videoları var.

http://beslenme.saglik.gov.tr/index.php?lang=tr&page=25

*Devamı gelecek.

15 Mart 2013 Cuma

Eski Kafalıyım-Değişime Karşıyım & Bloglovin'


Blog sayfamı 2009'da açmış olmama rağmen kalem-kağıtla daha haşır neşir olduğumdan burayı hep yokmuş farzettim. Sonra üstünden zaman geçip ben buralara ısınınca kendi kendime yazılar yazdım ve insanlarla paylaşmaya değer bulmadığımdan yazılarımı sıfırladım. 
Varolan blogumu mesleki paylaşım sayfasına döndürme kararı aldığımda da blogspot yapısını değişmiş ve Google'a eklenmiş buldum, okuma listelerimin sürekli kaybolması, eski okuma listelerimin geri gelmesi, postlarımın kaydettiğim halde uçması gibi pek çok sorun beni ısınmaya ve paylaşımda bulunmaya çalıştığım bu blogdan soğuttu. 

Photoshop'u bilgisayara yükleyip, programın dilinden anlayacak zamanı ve sabrı bulamayacağımı anladığımda; koskoca programı günlerce aramama-indirmeme-yüklememe acımayarak silmiş bir insanım. Ayrıca Facebook'un Zaman Tüneli'ne geçmesine de çok tepki göstermiştim, bir süre kullanmadım. Ekşi Sözlük'ün Beta'ya geçmesine de tepkiliyim,  şu an giriş yapmıyorum. Sık sık taşınmaya da karşıyım. İlkokulda da ilçe değiştirirken (ülke ya da il filan değil sadece ilçe) annem ve babamı da protesto edip eski komşularımızla yaşayacağımızı aleme ilan etmiştim. (çok yaram varmış:) ) ha sonra ne mi oldu? annemlerin taşınmasından 2 hafta sonra ben yeni evde nerde uyuyacağımı tayin etmeye çalışıyordum, Facebook'un eski versiyonunu hatırlamıyorum bile, Ekşi için acım henüz çok taze. 
Bu arada blogspot, google+, google reader'ı çözmeye çalışırken Bloglovin' e transfer olacağımızı öğrendim. En azından 1 Temmuz'a kadar Bloglovin' i araştırma ve anlama zamanım var. 

Follow my blog with Bloglovin

Bu kadar yazıyı da bu linki eklemek için yazdım bu arada. 

10 Mart 2013 Pazar

Haftanın önerileri#1:Sevdiğim bloglar ve siteler

İnternet büyük ve büyülü bir dünya. İçinde ne ararsanız var. Yeter ki siz ne istediğinizi bilin. Sevdiğim, bayıldığım, ilham aldığım bazı (eğitsel) internet sitelerine ve bloglara da burada yer vermek isterim. 
Not: Alfabetik sıraya göre sıralanmıştır. 
1. abcya.com
http://www.abcya.com/

Bu site İngilizce ses eğitimi için tasarlanmış bir site. Grade K bölümüne girdiğinizde sesle ilgili oyunlar oynayabiliyor, ya da hikayeler dinleyebiliyorsunuz. Bence anasınıfında İngilizce öğretiyor olmasak bile (kaldı ki çocukların tam da bu yaşta 2. dile algıları çok açık oluyor), hikayeler görselleri ve seslendirmeleri başarılı olduğu için sınıfta izlenebilir. (Eğer bilgisayar-internet ve projeksiyon imkanlarınız sınıfta mevcutsa)
2. dltk-kids.com
http://www.dltk-kids.com/
Sanırım yabancı okul öncesi etkinlik sitelerinin en ünlülerinden. Burada konunuza ya da elinizdeki malzemeye göre etkinlik aratabiliyorsunuz. Yalnız etkinlikler arası bağlantılar o kadar başarılı ki, "dur şu etkinliğe bakayım,aa bak bu da varmış" derken aslında ne aradığınızı unutmuş bulabilirsiniz kendinizi.
3. inciminci.com
http://www.inciminci.com/
Bu sitemiz de önde gelen okul öncesi etkinlik sitelerinden. İçeriği gerçekten oldukça yoğun ve tek bir konuya değil bir çok farklı alt başlığa sahip. Okul öncesi öğretmenlerinin gönderdiği paylaşımlara yer veriliyor olması da bir hoşluk. 
4. ixl.com
www.ixl.com


Bu siteyi çocuklarla farklı matematik etkinlikleri yapmak için kullanıyorum. Sene başında Pre-K, daha sonraki dönemlerde Kindergarten sayfalarındaki soruları çocuklara yönelterek hem eğlenceli bir grup aktivitesi yapmış oluyoruz, hem de zaman zaman çocuklara tek tek sorarak matematik becerilerini değerlendirme fırsatı yakalıyorum. 
Not:Üye olunmazsa hergün sınırlı soru hakkı veriliyor.
5. makinglearningfun.com
http://www.makinglearningfun.com/
Bu site de alfabetik sıraya göre konular dizininden seçtiğiniz konuyla ilgili etkinlikler aratabileceğiniz oldukça kullanışlı bir etkinlik portalı.
6. minieco.co.uk
http://www.minieco.co.uk/

Şu pinyatanın güzelliğine bakar mısınız!

Hem sade tasarımıyla, hem de etkinliklerde kullandığı renkler ve bir de üstüne aydınlık/net fotoğraflarıyla beni benden alan bir sanat etkinliği sitesi. Tabi ki bazı etkinlikler daha büyük yaş gruplarına hitap ediyor olsa da yine de zaman zaman siteyi inceliyor ve o harika etkinlik fotoğraflarından gözlerimi alamıyorum. 
7. mrsleeskinderkids.blogspot.com
http://mrsleeskinderkids.blogspot.com/

Sınıfı ve öğrencileriyle ilgili etkinlikler paylaşan bir öğretmenin sitesi. Amerika'nın eğitim sisteminde okul öncesi ve 1. sınıf programı birbiriyle koordinelidir. Ayrıca İngilizce, Türkçe gibi okunduğu şekliyle yazılan bir dil olmadığı için çocukların İngilizce okuma ve yazmayı öğrenmeleri 2 yıla yayılıyor. Kindergarten sınıfında çocuklar adlarını, soyadlarını, basit kelimeleri yazmayı öğreniyorlar. 1. sınıfta da programa devam ediliyor. 

Yaptığı etkinliklere de bayılıyorum ve elimden geldiğince bu tür farklı masabaşı etkinlikler hazırlamaya çalışıyorum çünkü bu tarz etkinlikler sayesinde çocuklar hem pek çok farklı kavramı farkında olmadan öğreniyor hem de dikkat süreleri uzamaya başlıyor. Kendi hazırladığım ve sınıfta oynattığım etkinliklerle ilgili ayrı bir post hazırlayacağım. 
8. teachthechildrenwell.com
http://teachthechildrenwell.com/

Bu site de sade tasarımlı bir etkinlik portalı. Konu listesinden ilgilendiğinizi seçiyorsunuz, konuyla ilgili alt başlıkları sıralıyor, seçtiğiniz başlıktan sizi o konuyla ilgili bir siteye yönlendiriyor. 

7 Mart 2013 Perşembe

Haftanın Matematik/Fen Etkinliği#1:Okulun 100. Günü

Genellikle yabancı kaynaklarda "100th Day of School" olarak karşılaşabileceğimiz "Okulun 100. Günü" aktiviteleri çocukların sayıları (özellikle büyük olanları) öğrenmelerinde harika bir yoldur. Okulun ilk gününden itibaren okula gelinen günler sayılır ve kaydedilir. Her öğrenci kendi abaküsünü kullanabileceği gibi, büyük bir abaküs ile grup etkinliği olarak da sayma zamanı yapılabilir.

Ardından sınıfın boş bir duvarına ulaşılan sayı yazılarak eklenebilir veya bir chart/tablo hazırlanarak sayılar kutusu boyanabilir. Ben sınıfımın duvarları müsait olmadığı için geçen yıl ve bu yıl aşağıdakine benzer bir tablo kullandım.


(Bu da bitmeye yakın bir örneği)

Günler ilerledikçe sayma çalışmaları daha zevkli bir hal alıyor çünkü birerli, beşerli, onarlı, ikişerli sayma gibi pek çok alternatiften yararlanabiliyoruz. 
100. gün kutlamaları için velilerimden evde kolaylıkla bulabilecekleri materyaller istedim: 100 makarna, 100 kürdan, 100 ataç, 100 paket lastiği vb. Bu materyallerle hem sayma, hem ölçme çalışmaları hem de sanat etkinlikleri yaptık. 
100. gün partisi için yaptığımız etkinliklerden bazıları:
1. 100 saniye hareketsiz durma (Ah bunun bizim için ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemezsiniz.)
2. 100 kere zıplama (Tabi ki ara ara dinlenerek)
3. 100 atacı ardarda takarak boyunu ölçme
4. 100 kürdanı yan yana dizerek boyunu ölçme
5. Sınıftan 100 adım atarak nereye ulaşabileceğimizi ölçme (Bunun için daha önceden kesip hazırladığım ayak izlerini kullandım, her çocuğa beşer ayak izi verdim. Sırayla adım atar halde yerleştirdik.)












6. 100. gün gözlükleri hazırlama
7. 100 parçalı kolye dizme
8. Oyun hamurundan 100 yazma
9. 100 materyalle bireysel ve grup sanat etkinlikleri
(Sanat etkinliklerinin fotoğrafları daha sonra gelecek.)
7. 100. gün partisi
Üzerinde "100" yazan harika bir pastayla kutlama yapma fikrine bayıldık.







Şu halleriyle bence çok eğlenceli görünüyorlar. Ya sizce?